/ DATÇA HIZIRŞAH KİLİSESİ

Yer: Datça / MUĞLA

Yıl: 2012 – 2016

Tür: Kamu

Tescil Durumu: Tescilli

Orjinal Kullanım: Kilise

Önerilen Kullanım: Kültür Merkezi

 

İşveren: Datça Belediyesi

Proje Alanı: 1877 m²

İşin Kapsamı: Mimari Çizim – Restorasyon

 

Proje Ekibi:

Meral OĞUZ BOL – Y.Mimar

Murat Erdal DERE – Y.Mimar

Mustafa Özgür KESKEN – Restorasyon Teknikeri

Sevim YÜRÜDEN – Restorasyon Teknikeri

Çağlar Emre KEÇECİ – Restorasyon Teknikeri

Şermin ÖZTÜRK – Büro Asistanı

DATÇA

HIZIRŞAH KİLİSESİ

Datça Yarımadası’ndaki buluntuların geçmişi MÖ 2000’lere kadar uzanmaktadır. Yerleşim, ticari nedenlerle MÖ 4. yüzyılda yarımadanın uç noktasına, bugünkü görkemli kalıntıların olduğu yere taşınmıştır.Knidos çok önemli bir ticaret merkezi olduğu kadar bir kültür ve sanat merkeziydi. Dönemin en ünlü heykeltraşları arasında yeralan Praxiteles’in yaptığı Knidos Aphrodite Tapınağı’nda bulunan Knidos Afroditi çok önemli bir sanat yapıtıdır. İon kentlerinin de katılımıyla düzenlenen dini festivallerde sanatçılar hep Aphrodite’i ön planda tutmuşlardır. Gezegenlerin hep aynı yörüngede hareket eden yuvarlak cisimler olduğunu bulan ünlü astronom, matematikçi ve filozof Eudoxus, en iyi yontulmuş Çıplak Afrodit Heykeli’ni yapan heykeltıraş Praxiteles, Skopas, Bryaxis ve dünyanın yedi harikasından biri olan Mısır’daki İskenderiye Feneri’nin mimarı Sastratos, Knidos’da yaşamışlardır. Afrodit heykelinin kaidesi, 8000 kişilik tiyatro, güneş saati ve Demeter Mabedi gibi bası eserler, Knidos antik kentinin önemli kalıntılarındandır. Antik çağda çok ünlü olan, insanların onu görmek için çok uzaklardan geldiği Afrodit heykeli bugüne kadar bulunamamıştır.

Yapı Muğlaya 124, Datçaya 6 km uzaklıkta olan Hızırşah köyünde yer almaktadır. Osmanlı döneminde köyde yaşayan Rumlar için yaptırılmış bir XIX. yy yapısıdır.

Kilisede inşa malzemesi olarak taş, tuğla ve ahşap  kullanılmıştır. Duvarların inşasında kaba yontu taşı ve tuğla kullanılmıştır.Taşların arasına tuğla kırıkları yerleştirilmiştir. Yapı duvarları sıvalıdır. Ancak sıvanın döküldüğü yerlerde görünen özgün taş dokusundan anlaşıldığı üzere yapının önceden sıvalı olmadığını taş aralarına derz yapıldığını gözlemlenmiştir.

Kilise kuzeydoğu – güneybatı yönünde dikdörtgen planlıdır. Tek apsisi vardır. Kuzeydoğuda, eksende dışa çıkıntı yapan apsis içten ve dıştan yarım yuvarlak planlıdır. Üzeri yarım konik çatı ile örtülüdür. Naos ise tonozla örtülmüştür. Kilisenin narteksi yoktur.

Kilisenin üzerini örten tonoz içten sıvalıdır. Tonoz kemerleri kuzeybatı ve güneydoğu yönlerde duvar köşelerine gömülmüş, sütun başlığı ve sütunlar üzerine oturmaktadır. Sütun görünümü verilmiş taş tamburların üzerinin orijinalde sıvalı ve boyalı olduğu kalan izlerden net biçimde anlaşılmaktadır. Zira, tamburların üst bölümündeki sütun başlığı şeklinde tasarlanmış taşın alt kesiminde yer alan profilli harç kalıntısı ve boya görülmektedir.

Kuzeydoğu ve güneybatı duvarlar üzerinde, tonoz üzengi hattı boyunca yerleştirilmiş sıva ile yapılmış sığ silmeli yatay şeritler, naos içindeki dikey vurguyu, yatayda dengeleyen hareket unsurları olmuştur. Sıvanın dökülmesi nedeni ile bu şeritler günümüze ulaşmamıştır. Orijinalde naosun içinin tamamen sıvalı olduğu anlaşılmıştır. Yapının güneydoğu ve kuzeybatı yönündeki pencerelerin üzerinde yuvarlak kartuş izleri ve bu izlerin üzerinde mavi renkte çiçek motifleri görülmüştür. Aynı şekilde tonoz kemerleri üzerinde de mavi renkte kısmen tahrip olmuş durumda çiçek motifleri görülmüştür.

Naosun güneydoğusundaki bema bölümü ve İkonastasis de günümüze ulaşamamıştır. Kilise mimarisinde apsisten sonraki en kutsal bölüm olan bema, genellikle naostan bir yada birkaç basamakla yükseltilmektedir.

İkonostatisin orijinal konumu, yüksekliği ve profilasyonu, kalan izlerden anlaşılabilmektedir. Muhtemelen ikonastasis de çağdaşı diğer örneklerde olduğu gibi ahşap konstrüksüyon ile yapılmış olmalıdır. Orijinalde boyalı ve ikonalar ile süslü bir paravan şeklinde idi ve kuzeydoğu-güneybatı duvar arasına atılmış ahşap hatıllar boyunca tüm naosu kaplıyor, ahşap sütunlar üzerine oturuyordu.

Kiliselerde bema, ayinle ilgili litürjinin hazırlandığı bölümdür. Apsis konkunun kuzeyinde ve kuzey duvarın doğudaki köşesinde olmak üzere iki adet  dörtgen şekilli niş, ayin ile ilgili malzemeye servislik yapan hizmet alanlarıdır.

Naos, çeşitli konum ve sayıdaki pencere ile aydınlatılmıştır. Kilisedeki pencereler, biçimlerine göre yuvarlak kemerli ve yuvarlak pencerelerdir. Alt kotta bulunan yuvarlak kemerli pencereler güneybatı yönündeki giriş kapısının sağında ve solunda olmak üzere iki tanedir. Kuzeybatı ve güneydoğu cephelerinde ise üçer tanedir. Apsis bölümünde ise bir adet yuvarlak kemerli pencere bulunmaktadır. Üst kotta ise kuzeydoğu ve güneybatı yönünde iki adet yuvarlak pencere bulunmaktadır. Bu pencereler demir parmaklıklarla kapatılmıştır. Bütün pencerelerin doğramaları günümüze ulaşmamıştır.

Restorasyon sırasında sıva raspası yapılmış, mevcut resimlerin korunmuştur. Beton kaplanmış olan Naosun zemini orjinaline uygun olarak doğal taş kaplama yapılmıştır. Tahrip olmuş olan Bema bölümü yerden yüksek olacak şekilde tekrar inşa edilmiştir. Benzer yapı örneklerine uygun olarak Bema basamaklarının apsis ekseninde, dışa taşkın “C” şeklinde kıvrım verilmiştir.

Naos içindeki pencereler ve kapılar detayına uygun şekilde söveleri ve doğramaları yenilenmiştir.

Yer: Datça / MUĞLA

Yıl: 2012 – 2016

Tür: Kamu

Tescil Durumu: Tescilli

Orjinal Kullanım: Kilise

Önerilen Kullanım: Kültür Merkezi

 

İşveren: Datça Belediyesi

Proje Alanı: 1877 m²

İşin Kapsamı: Mimari Çizim – Restorasyon

 

Proje Ekibi:

Meral OĞUZ BOL – Y.Mimar

Murat Erdal DERE – Y.Mimar

Mustafa Özgür KESKEN – Restorasyon Teknikeri

Sevim YÜRÜDEN – Restorasyon Teknikeri

Çağlar Emre KEÇECİ – Restorasyon Teknikeri

Şermin ÖZTÜRK – Büro Asistanı

ÖNCESİ

Güneybatı Cephesi

Yapı Muğlaya 124, Datçaya 6 km uzaklıkta olan Hızırşah köyünde yer almaktadır. Osmanlı döneminde köyde yaşayan Rumlar için yaptırılmış bir XIX. yy yapısıdır.

Güneydoğu Cephesi

Kilisede inşa malzemesi olarak taş, tuğla ve ahşap kullanılmıştır. Duvarların inşasında kaba yontu taşı ve tuğla kullanılmıştır.Taşların arasına tuğla kırıkları yerleştirilmiştir. Yapı duvarları sıvalıdır. Ancak sıvanın döküldüğü yerlerde görünen özgün taş dokusundan anlaşıldığı üzere yapının önceden sıvalı olmadığını taş aralarına derz yapıldığını gözlemlenmiştir.

Apsis

Kilise kuzeydoğu – güneybatı yönünde dikdörtgen planlıdır. Tek apsisi vardır. Kuzeydoğuda, eksende dışa çıkıntı yapan apsis içten ve dıştan yarım yuvarlak planlıdır. Üzeri yarım konik çatı ile örtülüdür. Naos ise tonozla örtülmüştür. Kilisenin narteksi yoktur.

Sütunlar ve Tomoz Kemerleri

Tonoz kemerleri kuzeybatı ve güneydoğu yönünde duvar köşelerine gömülmüş, sütun başlığı ve sütunlar üzerine oturmaktadır. Sütun görünümü verilmiş taş tamburların üzerinin orijinalde sıvalı ve boyalı olduğu kalan izlerden net biçimde anlaşılmaktadır. Zira, tamburların üst bölümündeki sütun başlığı şeklinde tasarlanmış taşın alt kesiminde yer alan profilli harç kalıntısı ve boya görülmektedir. Kilisenin üzerini örten tonoz içten sıvalıdır. Sıvalar nemden kaynaklı tahrip olmuştur.

YAPIM SÜRECİ

Sıvalı Yüzeyler

Dış cephelerde özgün sıvaların bozulmuş, kabarmış yerinden ayrılmış olan kısımları temizlenerek (raspa edilerek) sağlam kısımları korunmuştur.

Sıvalı Yüzeyler

Raspaya giren bölümlerde nitelikli duvar örgüsü özgününe uygun harç ile (hidrolik kireç bağlayıcılı) derzlenerek korunmuştur (sergilenmektedir).

Pencereler

Pencerelerde ‘yığma taş söve’ izlerine rastlanmış ve bu izlerin ölçüler ve restitüsyon verilerine uygun olarak yerinde ölçü kontrolleri de yapılarak restore edilmiştir.

SONRASI

Sıvalı Yüzeyler

Dış cephelerde özgün sıvaların bozulmuş, kabarmış yerinden ayrılmış olan kısımları temizlenerek (raspa edilerek) sağlam kısımları korunmuştur.

Boya

Giriş cephesinde sarı renk ve mavi çivit boya konturlar tespit edilmiş, restorasyonu da bu renklere uygun olarak yapılmıştır.

Pencereler ve Suyolu

Pencerelerde ‘yığma taş söve’ izlerine rastlanmış ve bu izlerin ölçüler ve restitüsyon verilerine uygun olarak yerinde ölçü kontrolleri de yapılarak restore edilmiştir. Kuzey ve doğu cephelerinde bulunan özgün kâgir suyolu ve bitişleri aynı dönem benzer yapı örnekleri ve yerindeki izler de takip restore edildi.

Süslemeler

Duvar yüzeylerindeki motifler özgün halleri ile sergilenmektedir.

* Çizimleri daha detaylı ve yüksek çözünürlüklü incelemek için, resme tıklayabilir ve sağ üstteki menüden yaklaşabilirsiniz.

Rölöve

Restitüsyon

Restorasyon

* Çizimleri daha detaylı ve yüksek çözünürlüklü incelemek için, resme tıklayabilir ve sağ üstteki menüden yaklaşabilirsiniz.